
Hayatta ne kadar düşünüyoruz?
Kendi sesimizi ne kadar dinliyoruz?
Kaç sözümüzü konuşmadan ölçüp tartıp söylüyoruz?
En önemlisi de kaçımız felsefeyi yaşam şekli olarak benimsiyoruz?
“İstisnalar kaideyi bozmaz” diyerek birkaç fikir sıralamaktayım:
(1) Anlamadan, dinlemeden, sorgulamadan, altındaki nedenleri anlamaya çalışmadan direk tepki veriyoruz. Evet, her şey etki- tepkidir. Fakat her etkiye tepki verecek olursak kaos ortamı yaratır ve agresif kişilik yapısından öteye varamayız. Kimseden pollyanna olmasını beklemiyorum.
(2) En nefret ettiğim şeylerden biri de düşüncelere saygı duyulmaması. Birinin sözü bitmeden diğeri hayır diye söze başlıyor. İşin kötüsü mesleğiyle tezatlık oluşturmalarıdır. Siyasetçi tehditkâr konuşur, eğitmen şiddeti savunur, vs… galiba bunlar da istisna olanlar. Çünkü olmaması gereken bir imaj çiziyorlar.
(3) İşin diğer komik bir yönü de savundukları savı başkasına hayır demek adını yok sayıp başka bir fikri savunmaya başlamalarıdır. Halbuki konunun A ya da B seçeneklerinden hangisini savunmaktasın. İlk önce bir düşün istersen.
(4) Bazen de sadece konuşmak için konuştuklarından düşünmeye gerek duymamalarıdır. Bu olaylar örgüsü böyle uzar gider.
Düşünmeden konuşanları çok çeşitli bir şekilde eleştirebiliriz.Tek suçlu onlarda değil, meydanında bunda büyük etkisi var. Düşünmemize izin vermeyen robot beyinler yaratmıştır. Düşünün, 90 dakikalık diziler seyrettiriliyor. Olaylar gelişi güzel onların istediği konseptte yayınlanıyor. Bizlere de düşünmeden pür dikkat izlemek kalıyor. Tek düze programlardan sıkıldım; aynı saatte, aynı konseptte, aynı programlara izlemek zorunda bırakılıyoruz. Sonrasında da bizim tercihimizmiş gibi aksettiriliyor. Ama suçluyuz yine de, kitap okumak yerine dizi keyfi yapmak daha cazip geliyor. Gerçek nedenlerini bilemiyorum.
Yaşam şeklimizden mi?
Yapacak başka bir uğraş olmadığında mı?
Tembelliği benimsemiş olduğumuzdan mı?...
Sorular çok ama cevapları yok. Çünkü herkesin sebepleri farklı ve herkesin yanıtı farklı olacaktır.
Genel sonuç, düşünmekten yoksun toplum.
Düşünme işlevini, günlük hayatımıza uygulayalım ve her gün eleştiri süzgecinden kendimizi geçirelim. Geriye baktığımızda ne gibi farklılıklar olduğuna bir bakalım.
Son bir not:
Hayat seni değil, sen hayatı yönlendiriyorsan, felsefeyi yaşam şekli olarak benimsemişsindir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder