Sevgili okurlar, sizlere hedeflerimize giden yollardaki tercihlerimiz üzerine düşündürmek istiyorum.
İlk olarak hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, isteklerimizi hayallerimiz ile sınırlamamalıyız. Bir şeyleri elde edebilmek için kendimize inanmalı ve güvenmeliyiz. Öngörülerimiz olmalı, her türlü olasılığı göz önünde bulundurmalı ve eyleme geçerek sonuca varmalıyız. Silahı ateşlemek gibi bir şey “Gez- Göz- Arpacık” . Hedefi belirle, planlarını yap, hedefe ulaşmak için eyleme geç. Unutulmamalıdır ki, başlamak bitirmenin yarısıdır. En önemlisi de “Hiçbir başarı tesadüfi” olmadığıdır
İnsanlar, hedeflerine ulaşabilmek adına hangi yöntemi tercih etmektedirler. İki şık var:
a) Bilimsel Yönelim (düşünce gücü),
a) Bilimsel Yönelim (düşünce gücü),
b) Batıl İnanç (hurafeler).
Peki Geçenlerde yayınlanan habere ne demeli, esefle kınayarak söze başlıyorum. Çünkü 21. yy’da bu kadarı da olmaz dedikçe, aydınlık yüzün karanlığa saplanmış. Saplantılı yüzler gördükçe, bu insanlığa neler oluyor? Sorusu aklımı meşgul etmektedir. Haber aynen şöyle: Bir ailenin genç erkek çocuğu, yaklaşık bir yıldır, psikolojik sorunlar yaşıyormuş ve bu süreci atlatamamış. Komşusu da cin çıkartan hocayı önermiş. Hoca, ne yapsa beğenirsiniz? Genci, döverek aklı sıra cin çıkaracağım iddiasıyla çocuğu öldürmüş. Aile, bu durumdan davacı olmuş. Sonuç daha enteresan hiçbir darp izine rastlanılmadığından aynı gün tahliye olmuş. Enteresan çünkü Hoca, yüzüğü ile gencin kafasına vurmuş ve alnı kanamış. Bu sebepten ölen genç de nasıl olurda darp izine rastlanılmaz? Muallâkta bir vaka gerçekleşti. Kim bilir belki de nice buna benzer vakalar gerçekleşmekte; ama biz bir habersizce hayat sürmekteyizdir. Peki, asıl suçlu kim bu olayda? Böyle insanlara prim verenlerde mi yoksa bu Banazlığı meslek haline getirip kendilerine rant sağlayanlarda mı? Maneviyatımızı neden başkalarına bu kadar kolay harcatıyoruz? Aklımdaki soruları dile getiriyorum; çünkü durup bir düşünmemizi istiyorum. Sorular her zaman hayatımızı kolaylaştırır. Cevabını bilmediğimiz soruları sorarsak hayatı algılarız. Bilinmeyenleri bilinir kılmak, gün yüzüne çıkarmak çok önemlidir. Tabii ki herkesin yapabileceği bir uğraşta ne yazık ki değildir.
Diğer şık bana daha cazip gelmek. Çünkü en azından düşünce gücü kendi ürettiğimiz maneviyat dünyasıdır. İnanıyoruz, istiyoruz ve hedefimize giden yolda kimseden yardım almadan kendi gücümüzle gerçekleştirmenin hazzını yaşıyoruz. Kimseye minnet etmiyoruz. Aracı koymuyoruz. Sevabı- günahı bize ait ve kimseye mal etmiyoruz. Pozitif düşünmek: olumsuzlukları yok saymak, her şeyi pozitif algılayarak sonucu olumluya çevirmektir. Masum ve zararsız bir eğilim. Herkese şiddetle tavsiye edebileceğim bir yöntem. Deneyin ve bakın neler değişti hayatınızda görün. İyi olan şeyleri denemekten zarar çıkmayacağı gibi inanın faydasını daha çok göreceksinizdir.
Sonuç, bilimsel yöntem ( düşünce gücü) uygarlık seviyemizi, dünya görüşümüzü ileri düzeye taşır. Siz siz olun sağduyu ve aklı elden bırakmayın. Dar zihniyetlere prim vermeyin. En önemlisi de hayatı zorlaştırmayı değil, hayatı kolaylaştırabilmenin çözüm yollarını arayın. Tüm söyleyebileceklerim bunlardan ibaret.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder