3 Ocak 2013 Perşembe

Kadın - Erkek Şiddet


Belirli bir eğitim düzeyine gelmiş insanlar arasında şiddetin olmadığını, konuşarak ya da belirli bir seviyede tartışarak aralarındaki soruna bir çözüm bulduklarını düşünürdüm; fakat durumun hiç de böyle olmadığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Belirli bir eğitim seviyesine gelmiş insanların bile çaresizce şiddete başvurduklarını, şiddet kavramının küçümsemeyecek kadar yoğun olarak yaşandığını ve gizli kalmış tabakanın bu durumundan utanç duyduklarından asla dile getiremediklerini insanlardan duydum.

Peki, boşanmaların asıl sebebi neydi?

Ya da boşanma oranı neden gün geçtikçe artmaktaydı. Bunun tek sebebi şiddet.

Psikolojik ya da fizyolojik; eksilmeyen, gün be gün çoğalan şiddet kavramı, kadın-erkek ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen en önemli neden olduğu gerçeği ortaya çıkarır.

Kadınlara yönelik şiddeti dünya geneli üzerinden inceleyecek olursak;

Amerika’da kuryelik, Rusya’da fuhuş, geri kalmış ülkelerde; kölelik, esaret, baskı, zulüm ve Türkiye’de kadına verilmeyen değer, başarılı kadınların yeterince saygınlık gösterilmemesi, erkeklerin en kaba tabirle , “elinin hamuruyla erkek işine karışma.” Düşüncesinden kaynaklanır.

Kadın değil midir ki, erkeği var eden, doğuran, büyüten,  sevgisiyle, anaçlığıyla, tüm duygularıyla önemseyerek varlığına varlık katan.

Mademki erkeği var eden kadın ise; Kendisine düşman mı yetiştirmektedir?

Erkek büyüdüğünde Anne sıfatındaki o değerli insanın önemini unutup şiddetin tüm unsurlarını uygulayan bir canavara dönüşmektedir.

Diğer bir gerçekte, kadına şiddeti uygulayan bir başka kadın olduğu gerçeğidir.

Neden mi böyle düşünmekteyim?

Cevabı çok basit bir saptamada gizli “ Gelin-Kaynana Çatışması”

Neden bir “Damat- Kayınbaba Çatışmasına” Türk toplumunda rastlanılmaz. Anne oğluna emek verir, kendi gözünden sakınır, elin kızı istediğini yaptırır bu durumdan rahatsız olur kayınvalide ve gelinini sürekli eleştirir. Anneler kıskançtır oğlunu bir başka kadınla asla paylaşmak istemezler; çünkü oğlundan eski sevgi ve ilgiyi göremeyeceğinden korkmaktadırlar. Kayınvalide oğlu üzerinden gelinine psikolojik savaş açmaktadır. Eğer, erkek ana kuzusu ise,  gelinin vay haline; aile içi çıtırdamalar, çatışmalar, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, tartışmalar ve sözlerin bittiği yerde  “şiddet ya da ihanet” gerçeği ortaya çıkar ki

İnsanları intihar gibi sonsuz mutsuzluğa veya yuvaların yıkılmasına götürür.

Sonuç olarak;

Biz kadınlar öyle ya da böyle doğanın kaçınılmaz kanununun peşin mahkûmları olarak yaşayıp gidiyoruz .  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder